Aşkın Sınavı ve Şükrün Gücü: Bir Sevginin Derin Sorgulaması
Aşkımın doruklarındaydım. O kadar mutluydum ki, birkaç gün önce WhatsApp'ta hissettiklerimi yazmak zorunda kaldım: "Çok mutluyum, çok aşığım ve bunun bozulmasını istemiyorum." O an kalbim tarifsiz bir huzur ve mutlulukla doluydu. Sanki sahip olduğum her şey için şükretmek, bana verilen bu sevgiyi daha da büyütüyordu. Ancak hayat, bize hep farklı yüzlerini gösterir ve biz, her şeyin tam da istediğimiz gibi gittiği bir anda, ani değişimlerle sınanırız. Sonra, ayrılıkla yüzleşmek zorunda kaldım.
O an kulaklarımda bir uyarı çınlamaya başladı. Aklıma hep o söz geldi: "Acaba bu aşk, duyduğum sevgide aşırıya mı kaçtım? Beni Yaratan’ı mı incittim?" Allah’ın şu sözü beni derin düşüncelere sevk etti: “Kimi benden çok seversen, onu senden alırım.” Ve devam eder: "Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım."
Biliyorum ki, bilinçli olarak Rabbimin önüne hiçbir şeyi koymam. Eğer böyle bir şey yapmışsam, bu tamamen bilinçsizce ve farkında olmadan olmuştur. Asla ve asla kasıtlı olarak Allah'ın yerini bir başkasıyla doldurmak istemem. Ama yine de içimde bir sorgulama var: Ben, her zaman sevgimde ve inancımda temiz bir niyet taşıdım.
Bekir Develi’nin de dediği gibi, rutin bir rahmettir. Rutin, şükredilecek bir şeydir. Allah, rutinimizi bir bozarsa, o sıradan ama değerli alışkanlıklarımızı kaybettiğimizde ne kadar büyük bir nimete sahip olduğumuzu anlarız. Allah, okul ve ev arasına bir hastane koyabilir, iş ve ev arasına bir mahkeme, ya da bir mezarlık. Hayatın bu tür ani değişimleri, rutinimize sahip çıkmamız gerektiğini ve o sıradan anların aslında ne kadar değerli olduğunu bize öğretir. O rutin bozulduğunda, şükretmek için geç kalmış olabiliriz.
Aşk, Rabbimizden gelen bir tecellidir. Onun verdiği her şeyde bir anlam, bir sınav ve bir tecelli vardır. Allah'tan gelen her şeye razıyım. Bu aşkın büyüklüğünü ve derinliğini hissederken, aynı zamanda bunun bir sınav olduğunu da anladım. Sevdiğimiz kişilere duyduğumuz bağlılık, bazen bizi Rabbi’mizden uzaklaştırabilir. Ancak her şeyin kaynağı Allah'tır ve O’ndan gelen her şeye teslim olmak, en büyük erdemdir.
Belki bu ayrılık, bana yeniden şükretmeyi, sevginin ne kadar kıymetli olduğunu ve her şeyin geçici olduğunu hatırlatmak içindi. Rabbimden gelen her şeye razıyım. Aşk, bir tecelli olabilir; ama asıl tecelli, bu sevginin sahibine olan teslimiyetimizde yatıyor. Bizi seven ve bizim sevdiğimiz her şey, O’nun bir lütfu. Bu yüzden, hayatın bize sunduğu her anı, her sevgiyi ve her sınavı şükürle karşılamak, en doğru yoldur.
BİR CEVAP YAZ