29 Temmuz 2025, 14:50 tarihinde eklendi

Bunu Çok İstiyorum Ama El Alem Ne Der?

Bunu Çok İstiyorum Ama El Alem Ne Der?

Bir hayal kurarsın… İçini ısıtan, seni heyecanlandıran, gözlerinin parlamasına neden olan bir hayal.
Belki yeni bir işe atılmak, belki yalnız başına bir yolculuğa çıkmak, belki de sadece yıllardır bastırdığın bir "ben buyum" deme cesareti…
Ama sonra biri girer devreye: “El alem.”
Ve işte orada başlar sessiz bir geri çekiliş.

Kendimiz olmakla, toplumun bizden beklediği kişi arasında sıkışıp kalıyoruz çoğu zaman.
O kadar çok “ne derler” sorusunu zihnimize kazımışız ki, bazen gerçekten ne istediğimizi bile unutuyoruz.
Hayat, sanki bizim değil de başkalarının onayıyla şekillenen bir sahneye dönüşüyor.


Korkunun Adı: Ayıplanmak

“Bunu yaparsam ayıplanır mıyım?”,
“Ya bana yakıştıramazlarsa?”,
“Acaba komik mi durur?”

Bu cümlelerin her biri, içimizdeki cesareti parça parça koparıp götüren küçük canavarlardır.
Fakat soralım kendimize: Kim bu ‘el alem’?
Adını bilmediğimiz, hayatımıza gerçek bir katkısı olmayan ama kararlarımızı yöneten bu görünmez topluluk, ne zamandan beri bizim hayatımızın direksiyonunda oturuyor?


Ertelemenin Bedeli

Kaç hayal bu yüzden rafa kaldırıldı?
Kaç kez başkasının fikriyle kendi yolumuzdan vazgeçtik?
En kötüsü de şu: Zaman geçtikçe pişmanlık büyüyor ama el alem hâlâ konuşmaya devam ediyor.
Oysa biz yaşamadıklarımızın eksikliğiyle biraz daha eksiliyoruz her gün.


Kimin Hayatını Yaşıyoruz?

Bir gerçeği kabul etmemiz gerekiyor:
Kimse bizim yerimize yaşlanmayacak.
Kimse bizim adımıza hatıralar biriktirmeyecek.
Ve gün gelip hayatımızın son demlerinde “keşke”lerimizi sayarken, el alem bizim pişmanlıklarımızı omuzlamayacak.

Yani, başkalarının ne düşündüğü bizim ne hissettiğimizden daha önemli olmamalı.


Aşk da El Âlemden Payını Alıyor

Bazen bir insan girer hayatına. Seni anlar, sen de onu. Geçmişiyle, hatalarıyla, birikimiyle…
Uyum vardır, saygı vardır, sevgi vardır. Ama sonra yine başlar uğultu:

“Kadın boşanmış, çocuğu da varmış.”
“Erkek dulmuş, daha önce evlenmiş biriyle mi olunur?”
“Gençsin, bekar birini bulamaz mıydın?”
“El alem ne der?”

İki insan birbiriyle mutlu olmayı başarmışken, geçmişlerine değil; başkalarının yargılarına takılırız.
Oysa aşk bir dosya değil, bir duygudur. Ve duygular sicille değil, yürekle yaşanır.

Unutmamalı: Gerçek bağlar, el âlemin sesiyle değil; iki kalbin sessiz uyumuyla kurulur.


Cesaret: İlk Adımı Atmak

Belki herkesin içinde bir şeyleri kırıp dökmeden yaşamak isteyen bir yan var.
Ama bu, kendi kimliğimizi inkâr etme pahasına olmamalı.
Bazen cesaret, bir anda değil ama küçük bir adımla başlar.
O ilk adım, ‘el alem’ gölgesine karşı atılmış en güçlü meydan okumadır.


Sonuç: Konuşurlar, Geçer

Şunu unutma: El alem sen ne yaparsan yap konuşur.
Yaparsın “neden yaptı?” derler.
Yapmazsın “niye yapmadı?” derler.

Yani ne yapsan yaranamazsın.
Ama kendine yaranabilirsin.
Kendine bir iyilik yap ve o çok istediğin şeyi yap.

Çünkü bu hayat senin.
Çünkü sen, el alemden daha değerlisin.


Tarih: 29 Temmuz 2025
Kategori: Hayatın İçinden

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *